• Konya26 °C

HALİL ÖZCAN

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
HALİL ÖZCAN

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÜZERİNE

24 Ocak 2020 Cuma 20:07

İstanbul Sözleşmesi nedir ne değildir. Ülke gündemini bir hayli zamandan beri meşgul ediyor. Birileri Müslüman mahallesinde bağırarak salyangoz satıyor, bir kısım ucuz ve uyuz düşünce ve fikir adamları alkış tutuyor. İş bununla da kalmıyor ve eşcinsellerin (Lut kavmi kalıntıları) önünü açan LGBTİ Derneği’nin kurulmasına izin veriliyor. Utanmadan sıkılmadan erkek erkeğe evlilik konuları bu ülkenin kanallarına cife olabiliyor. Ne oluyor ve nereye sürükleniyoruz. Aile yapımızı paramparça etmek için yapılan menhiyat bu millet nezdinde  nasıl yer bulabiliyor? Nasıl oldu da bu iş bu noktaya kadar gelebildi.  Muhtevası hakkında kaç kişinin malumatı var. Neden sözleşmenin adı İstanbul da neden Ankara, İzmir, Bursa sözleşmesi filan değil. Yoksa teklif edenler (Kefere-i Fecere) İstanbul’un fethinin rövanşını mı almak istiyorlar. Hatırlanırsa bundan beş altı yıl öncesinde de “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi (ETCEP)”  seminer konusu olarak sunulmuş ve “Yeniden Yazmaya Var mısın?” sloganıyla gençler tahrik edilmişti. Projenin etkisiyle, o günlerde ODTÜ’de tuvaletler, soyunma odaları kız erkek müşterek olsun, talepleri seslendirildi. Uygulamalar kamuoyunda büyük tepkilerin oluşmasına yol açtı. Bu sebeple Bakanlık, projenin uygulamasını durdurdu. Daha sonra bu proje Türk Tabipler Birliği kanalıyla yürütüldü. Kendi elemanlarına bazı kurumların çalışanlarına, toplumun farklı kesimlerine konferans ve seminerler verdiler. Yine tepkiler oluştu. Bu yüzden proje askıya alınmak zorunda kaldılar. Sözleşmenin “Kadın ve erkeklerin toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı önyargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların kökünün kazınmasını amaçladığı” anlatılmaktadır. Buradaki “diğer uygulamalar” dan maksadın düpedüz İslam dininin kurallarının olduğudur. Bununla Türkiye’nin insanlığa örnek olan sağlam aile yapısını yıkılmak İslam’ın aile anlayışını devre dışı bırakmak amaçlanmaktadır. Çok ciddi ve tehlikeli olan bu uygulamadan vazgeçilmeli ve aile yapımıza gölge düşüren bu sözleşme iptal edilmelidir. Sosyal problemlerimizin reçetesi inancımızda mevcuttur. Kimsenin aklına fikrine, projesine, mirojesine ihtiyacımızda yoktur. Her konuda her işimize maydanoz olan AB’ye haddi ve hududu bildirilmelidir. Bu milletin aynı zamanda İslam ümmeti olduğu gözlerine sokulmalıdır. İstanbul Sözleşmesi batının toplum yapısı ve domuzlu hayat anlayışını ilgilendirir. Allah’a şükür toplum olarak insani değerlerle iç içe, manevi zenginliği olan bir aile anlayışına sahibiz. Yüce Meclis  “İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden ele almalı bu aziz ve necip milleti çok vahim ve büyük yanlışlıktan bir an önce kurtarmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız bile “Aile Şurasında “Nikâh akdinin değersizleştirildiği, evlilik dışı ilişkilerin normal sayıldığı, boşanmaların adeta teşvik edildiği sancılı bir süreçle karşı karşıyayız.” Diye bu acı gerçeği dile getirmişti. Önceki yazılarımızda Fener Rum Patriğinin Rus Çarına yazdığı mektuptan bahsetmiştim. İşte o mektup, ders kitaplarında ezberletilecek kadar mühimdir. Özetle; “1 — Türklerin maneviyatının ve dininin yıkılması için, Türkleri yabancı fikir ve adetlere alıştırmak, 2 — Türklere hissettirmeden bünyelerindeki tahribatı tamamlamaktır. Bu hedeflere ise, batının inanç, moda, örf, adet ve ahlaksızlıklarını, taklit ettirmekle ulaşılır.”  
Galiba ecnebiler bu vasiyeti yerine getiriyorlar.
Allah ahir ve akıbetimizi hayır eylesin ves’selam…

Bu yazı toplam 884 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Kadınhanı Sözcü | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Haber Yazılımı: CM Bilişim