HALİL ÖZCAN

Şu mübarek günlerde İdlib'den gelen acı haber içimizde derin yaralar açtı. Bu saldırıyı yapanlarda, bu saldırıya destek vererek zalim Esad ve avanesini cesaretlendirenlerde hak ettikleri cezayı görmeye devam ediyorlar. Rusya'nın desteklediği Suriye rejimine bağlı güçler, TSK.’ne  ait konvoya hava saldırısı gerçekleştirdi. Saldırı sonucunda 36 askerimiz şehit düştü, 31 askerimiz yaralandı. İdlib şehitlerimizin mekânları cennet olsun. Şüphesiz onlar ölü değil, Rabbimiz katında diridirler. Ocaklara ateş düştü diyenleri kınıyorum. Bu söz doğru değil. Askerimizi kaybettik cümlesi doğru değil. Aslında Ocaklar bayram yeri oldu. Onlar kazandı. Bu saldırının arkasında hiç şüphe yok ki, Rusya ve Esad'ın arkasındaki en sinsi İran var. Bunlar İdlib'deki katliamın baş sorumlusudur. Rusya TSK'yı hedef alan, Suriye ordusuna açıkca destek vermiştir. Putin de tıpkı Tramp gibi ikiyüzlü davranmaktadır. Bir kez daha görüldü ki ne ABD ve ne de Rusya, sözlerinde durmuyor. Artık diplomasi yolunu da sonuna kadar kullanarak, kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorunda kalacağız. Bahar Kalkanı Harekâtı ile yeni bir süreç başlamıştır. Bize saldıranlara misliyle karşılık verilmiştir. TSK ayrıca aynı anda 50-60 SİHA'yı harekât bölgesinde sürü şeklinde uçurarak savaş tarihinde yeni bir çağı açmıştır. Türk savunma sanayi ve TSK'nın yetenekleri dostlara güven, düşmanlara da korku salmıştır. Nihayet Rusya bölgede oynadığı oyunun kendisine nasıl bir facia ile geri döneceğini fark etmiş, bu gece anlaşma sağlanarak ateşkeste karar kılınmıştır. Tarih bizim mazlumlara sırtımızı döndüğümüzü değil, gözü yaşlı, boynu bükük, çaresiz kim varsa kollarımızı ve gönüllerimizi sonuna kadar açtığımızı ve destek olduğumuzu yazacaktır.  Kan ve gözyaşı ile beslenen sistemler çöktüğü zaman, yeryüzü vicdan ekseninde yeniden bir araya gelecektir. İşte o küresel vicdanın yeni ekseni Türkiye olacaktır. Tarihimizin bizi götürdüğü yer aynı zamanda vicdanımızın bizi götürdüğü yerdir. İnsanlık tarihi çok kanlı savaşlar gördü. Her seferinde ayakta kalan sadece insani değerler olmuştur. Biz millet olarak önceden de olduğu gibi yine insanlığın yükselen vicdanı, onuru ve umudu olmaya devam etmeliyiz. Gayeleri devamlı ülkemizi tehdit edecek bir terör devletinin kurulmasının zeminini hazırlamaktır. Şimdi kusur arama ve eleştiri yapma zamanı değildir, birlik ve beraberlik içerisinde, devletimizin yanında dimdik durma zamanıdır. Yaralarımızın taze olduğu bu günlerde bir takım karanlık güçler durumdan vazife çıkararak münafıklık yapıyor. Milletimizin bu tür kışkırtıcı görev üslenen hainlere karşı uyanık olması gerekir. Ülkemizin üzerinde oynanan oyunların farkında olarak bunlara fırsat vermeyelim. İlerisini göremeyen, ülkemiz üzerinde oynanmak plan, desise ve tuzakları fark edemeyen bazı kimseler Suriye'de ne işimiz var diyebiliyor. Vatanı uğrunda gerektiği zaman canını verme şuuruna sahip olamayan korkak insanlardan oluşan bir millet devletini de, milletini de, topraklarını da koruyamaz. Sizi ateş çemberinin içine almaya çalışanlara karşıda suskun bir devlet olmaz. Karşındaki de hangi dilden anlıyorsa o dilden cevap vermek gerekir.
Selamdan evvel bir Not: Şehitlerin olduğu gece Kanal 42 Şehitlerin fotoğraflarını ekrana getirirken beraberinde başka fon müziği bulamamış gibi N.Ertaş’ın bir ağıt türküsünü çalıyordu. Gayesini anlamış değilim.  Ves’selam…