- Konya17 °C
- 14:18 - KADINHANI'NDA ŞİDDETLİ YAĞMUR VE DOLU ETKİLİ OLDU
- 19:41 - İLÇE JANDARMA EKİPLERİNDEN HIRSIZLIK OPERASYONLARI
- 18:18 - 'OKULLARIMIZ ÇİÇEK AÇIYOR' PROJESİNE GÜNER- FARUK İÇİL İLKOKULU DESTEK OLDU
- 18:05 - BELEDİYE'DEN ENGELLİLER HAFTASI ETKİNLİĞİ
- 21:00 - 50 yataklı Ek Hastane Binası yatırım programına alındı
- 20:58 - Faik İçil MYO Sekreterliğine Nihat Oflaz atandı
- 20:43 - Bayram ailesinin acı günü
- 20:39 - Orhan Erdem: ‘’Güçlü ve Büyük Türkiye ideali için destek istiyoruz.’’
- 20:36 - Tahir Akyürek: ’’Kadınhanı başarıda farklı bir çıtadır.’’
- 20:30 - CHP Konya Milletvekili Adayı Bektaş: ‘’Üreticilerimizi baş tacı yapacağız’’
- 21:38 - Kadınhanı Hacı Ali Odabaşı İHO ikinci oldu
- 15:11 - AKDENİZ FIRINI DEPREMZEDELERİN YANINDA
- 19:15 - KÜÇÜKACAR AİLESİ'NDEN OSMANCIK'TA TATLI İKRAMI
- 21:39 - SSK ve Bağ-Kur emekli maaşları bu tarihte ödenecek
- 20:09 - Kadınhanı Kaymakamlığı ve halk işbirliği ile deprem bölgesine ekmek yapılıyor
HALİL ÖZCAN





12 MART YAKLAŞIRKEN
Bu yazımızda, 12 Mart, İstiklal Marşı'nın kabulü ve M. Akif Ersoy'u anma vesilesiyle milli şairimizle ilgili bazı nüktelere yer verelim istedik. İnşaallah önümüzdeki haftalarda “M.Akif’i anlamak” konulu yazılarımız devam edecek.
M. Akif döneminde Avrupa'ya gitmek aydınlar arasında adeta moda olmuştu. Herkes mutlaka bir vesileyle gider ve çoğu hayranlıkla dönerdi. Akif de Berlin'e gidenler arasındaydı. Döndüğünde biri sordu: -Berlin'de ne var ne yok üstad? Akif : - Ne olsun. Gördüğüm kadarıyla yaşayışları dinimiz gibi, dinleri yaşayışımız gibi. Aynı kültürü paylaşmadıkları ve bir türlü yıldızlarının barışmadığı T.Fikret, M. Akif'in sakal bıraktığını görünce Akif'e takılmak istemiş ve alaylı bir üslupla şöyle demiş: -Aaaa!!. Akifciğim, maymuna dönmüşsünüz. Hiç istifini bozmayan Akif karşısında duran Fikret'e sırtını dönerek: -O zaman duvara döneyim, bari demiş. Zamane gençlerinden biri, bir toplantıda Akif'i küçük düşürmeye çalışıp: -Affedersiniz, siz baytar mısınız? Akif, hiç istifini bozmadan: -Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu? Akif, gözlemci olarak Avrupalıların yaşayışı ve bizim yaşayışımız arasında ilişki kurup dersler çıkarmıştır. Ama çoğu kişi için durum aynı değildir. Etraf, Avrupa’ya tahsile gidip döndükten sonra bize ait bütün değerleri hor gören gurur abidesi insanlarla doluydu. Bunlardan birini Akif şöyle uyarmak zorunda kalmıştı: -Siz insanlara eskiden Fatih minaresinden bakardınız, şimdi Eyfel Kulesi’nden mi bakıyorsunuz? Bu tür Avrupa yobazlarının bazıları işi daha da ileri götürerek Fransızca kelimelerle konuşmayı moda gibi görüyorlardı. Öyle anlaşılıyor ki bugün Türkçeyi bilim dili olarak görmek istemeyenlerin dedeleri bunlardı. Halkın da hiç beğenmediği bu tipleri Akif öyle hicvetmiştir ki sesi ve tesiri günümüze kadar gelmiştir.
–Ayağımı ezdin adam... Patlıyor musun ne zorun?
–Vurursam ağzına!..
–Yâhû! Gürültünüz ne? Durun!
–Yavaş be!
–Çüş be! Gözün kör mü?
–Pardon
–İllâllah!
–Nasıl ki çıktı şu «pardon» eşeklik oldu mubah!
Bugün de, yaptığı kabalığı «pardon» diyerek geçiştirmeye çalışanlara, halkın; «Pardon çıkalı eşekler çoğaldı!» şeklinde verdiği cevabın kaynağı herhalde merhum Akif’in yukarıdaki nükteli mısraları olmalıdır. Akif hastanedeyken yakın dostu Ferid Kam, onu ziyarete gider. Selamlaşma, hal-hatır konuşmalarından sonra, Akif’in dişlerinin beyazlığı Ferid Bey’in dikkatini çeker. Hasta yanında espri yapıp konuşmayı hoş sohbete dönüştürmek isteyen Ferid Bey, Akif’e;–Aman üstad, dişlerin ne kadar da beyazmış!?. der. Akif derhal şu cevabı verir: –Ben sana bu zamana kadar dişlerimi hiç göstermedim. “Dişini göstermek” deyiminin bu kadar anlamlı kullanılışına şahit olmak zor. Ves’selam…
Yorum Ekle
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Yukarı
Haber Yazılımı: CM Bilişim